13 Nisan 2012 Cuma

Ana Avrat Söveceğim

Başlangıç sessizce
Giderek bağrışmalar alıyor yerini
Ben aynaya bağırıyorum
Ayna duvara,duvar tavana
Sonumuz harika
Oradan geçen annem
'Kavga yok,müzik yapıyorlar' diyor
Ah evet,müzik.
Opera çalışıyorduk hayatla.
Dur kesme anne,konser yeni başlıyor daha.

4 yaşında koşmaya başladım
Bembeyaz bir tenim vardı,giderek karardım
İçimi karartanlara mı rastladım bilmem
Ama çok yoruldum
99 depreminde sadece rüya gördüm
Bir beşiğin içinde hızlıca sallanıyordum rüyamda
Uyandığımda bebek yerine konulan insanlardı
Dünya ise bir beşik,hiç acımadı
Neler oluyor dedim sus ve takip et dediler.
Gittim,gittim,gittim
Bir ustanın yanına çırak olarak verildim
Eti senin kemiği benim usulü
Ustam etli yemekleri çok seviyor olsa gerek
Kemiklerimi de beni oraya bırakan köpeklere attı
Kumarla orada tanıştım
Bir daha da bırakmadı meret
Ne zaman bir adım ileri gitmeye kalksam elimdekileri aldı
Sevgi,sadece bir kız ismiydi benim için
En çokta buna üzülürüm
Sevgi ve inanmak
Henüz çok küçükken alındı benden
'Sen hiç sevmez misin?' sorusuna
'Sen hiç insanlarla karşılaşmadın mı?' dedim
Ölüm bana geldiğinde çok küçüktüm
Elimdeki misketleri uzattım ona
'Seni almam lazım' dediğinde annemin paçalarına sarıldım
20 yıl daha istiyorum dedim,20 yıl
Baktı,baktı ve kafa sallayarak gitti
Azrail'e sevdirmiştim kendimi
Verdiği 20 yıldan yiyorum şimdi.

'Bana güven' diyenleri sevemedim bir türlü
Bunu bana ilk diyen şimdilerde mezarda
Bana onu hatırlatıyor
Güveniyorum,çık gel dedim defalarca
Niye gelmiyor peki?
11 yaşında elimdeki tasoları bıraktım
Ve oturup düşündüm
Milyarlarca insan var
Herkesin bir acısı oluyor
Herkesin bir sevdiği,bir nefreti oluyor
Peki değişen ne?
Sadece isimler..
Hepsinin iddaası 'yazsam roman olur' cinsinden..
Nietzsche'nin kitabını ilk elime aldığımda korktum,kapadım
Kafka denemeliydim,çünkü o da benim gibi her şeyden mahrum yaşamıştı
O da olmadı.
Kitaplarını alıp karşılarında konuştum
Deli dediler
Evet deli gibi anlattım hikayemi onlara
Sonra kendimden bir şeyler vardı onlarda
Zamanla gördüm,anladım.

Aptallar cesaretliydi
Doğruyu düşünenler ise suskun
Benim gözümde onlarında aptallardan bir farkı yoktu
Doğruyu söylememenin yalandan ne farkı olabilirdi?
Acıdan nasır tutmuş eller çaresizse
Diline de mi pranga vurur kalbindeki yara be adam?

Yazılarım ilk dergide çıktığında
'Yok bu bizi batırır,duygusal değil akılcı' dediler
Henüz 14 yaşında
Ben onlara çok duygusal bir sözle veda ettim
'Siktirin gidin'

Hayatımdan kısa kısa anektodlar geçtiğim bu yazı
Daha sonra yine devam edecek
Ama en kötüsü de ne biliyor musunuz?
Bu kadar kötü bir dünyada yaşamak zorunda olmamız.

Ve ben yine yaklaşık 1 saat sonra bineceğim metrobüste
Boğaziçi Köprüsü durağının oradan geçerken
Durağın yanındaki caddede trafiğin olmasını bekleyen yaşlı bir kadın göreceğim
Sürücüler yüzüne bile bakmayacak

Ve ben yine o kadını oraya muhtaç eden
Çoluğuna,çocuğuna,akrabasına

-Ana avrat söveceğim..

Patrona Holi (Fatih Balcıoğlu)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder